
Pakistanlı bir nöroloji uzmanı olan Âfiye Sıddıki , insanları biyolojik silahların tahribatından koruyacak bir orijinal program üzerinde çalışıyordu, bu programın başarılı sonuçlanması ABD’nin milyarlarca dolar sarf ettiği bu silahları etkisiz hale getirecekti. Bu nedenle ABD istihbaratı, asılsız ve delilsiz olarak onu El-Kaide ilişkisi ile itham ederek üç çocuğu ile birlikte ve Pakistan’dan izin alarak kaçırdı, 2003 Mart’ından günümüze kadar en ağır koşullarda hapis hayatı yaşmaktadır.
Âfiye Sıddıki’nin hayati ve hapiste gördüğü zulümlerin özeti aşağıda anlatılmıştır:
Otuz yaşlarında, Pakistanlı bir nöroloji uzmanı, Harvard’dan fahri diploma almış tek doktor, çeşitli Üniversitelerden 144 Fahri diploması var, sinir sistemi alanında birçok üniversitede çalışarak diploma almış, onun seviyesinde ABD’de dahi bir tıp insanı yok.
Tıbbı ve Nörolojiyi ABD’nin en önemli üniversitelerinden biri olan Massachusetts Teknoloji Üniversitesi (MIT)’nde tamamladı, annesi, kardeşleri, kocası da tıpçı. Kritik çalışmasını Amerikalılara duyuran kocasından ayrıldığı için üç çocuğu da yanında kaldı.
ABD istihbaratı kendisine insanları biyolojik silahların tahribatından koruyacak “programı sonlandırması ve geldiği noktaya kadar elde ettiği verileri büyük bir meblağ karşılığında satın almayı” teklif etti. Sıddıki ise : “henüz bitirmedim” diyerek teklifi reddetti.
Bunun üzerine ABD, 2003 yılında Sıddıki’yi ABD-Afganistan’ın şöhreti en kötü olan Bagram Cezaevi’ne, erkeklerin yanına hapsettiler.
Sıddıki’nin koğuşu gardiyanlara ve diğer tutuklulara açık, gardiyanların durmadan işkence yapıkları ve mahkumların tecavüzleri sebebiyle onun çığlıklarının gece boyunca kulakları tırmaladığı söyleniyor.
Bir İngiliz gazetesi olan “Yvonne Ridley” açıklamasına göre ona yapılan işkencelere değil bir kadın en güçlü erkeklerin bile dayanması mümkün değildi. New York’ta ilk mahkemeye çıktığında durumu içler acısı idi, yakalandığı sırada göğsünden yaralanmıştı.
Doğru dürüst tedavi edilmemişti, böbreklerinden biri ve bağırsaklarından bir kısmı alınmıştı, ayakta duramıyordu, otururken de birilerine dayanıyordu, çok zayıf düşmüştü, vücudunda kanamalar görülüyordu.