
Bu röportajımızın konuğu yazar Muhammet Gülmez ile Röportaj
1-Kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
07.03.1968 Ordu Fatsa ilçesi Çamaş Akköy fındık çukuru Mahallesi’nde dünyaya teşrif ettim. 1978/ 79 sezonunda fındık çukuru Mahallesi Ì-İlköğretim okulunu bitirdim. 1987/ 88 öğretim yılında Ordu Fatsa ilçesi İmam Hatip Lisesi’nden mezun oldum. Okulumu çiftçilik yaparak ve yaz döneminde İnşaat işlerinde çalışarak tamamladım. 1 Kasım 1989 Sakarya Kaynarca ilçesinde İmam Hatip olarak göreve başladım. Zorlu geçen hayat şartları bizleri inşaatta çalışmaya ek iş yapmaya mecbur kıldı Zor da olsa başardım. 15 Ocak 1920 tarihinde emekli Dilekçe mi verip ayrıldım. Uzun yıllar eğitim öğretim ve memuriyet yıllarımda boş zamanlarımı kitap vesaire okumakla değerlendirdim. Bir zamanlar Lakabım ayaklı kütüphaneydi. Uzakdoğu sporlarından Kung Fu çalıştım. Zaman zaman şiir ve Roman denemelerim oldu. Son 5 yıl düzene koyup yayınlatmayı tercih ettim.
2-Kitabın öyküsünü anlatabilir misiniz?
Vatanını beğenmeyip. Avrupa sevdasına düşen, gafil gençlerin ne duruma düşebileceğinin açık gerçeğidir. Ülkesini terk edip Avrupa’nın canavar pençesine düşen. Anadolu evladının çekmiş olduğu ızdırapların fotoğrafıdır. Maddi sıkıntılar çeken Anadolu evladı. Avrupa’nın süslü havasına inanıp; güvenip, çıktığı yolda hayatını kaybeder. Evlendiği yuva kurduğu güzeller güzeli eşi Avrupa’da kalmayı tercih edip tuzaktan kurtulamaz. Düştüğü tuzaktan bir evladı olur. Baba evladını kendi tarafına çeker (Hristiyan). Ana evladını kendi tarafına çeker (Müslüman). Sonuçta galip gelen ana. Evladının verasetini alıp onu etkisiz kılar. Bunu öğrenen evlat etkisiz olmaktansa ölmeyi tercih eder. sığındığı bir mağarada aç susuz ölümü beklemeye başlar. Ana mağaranın kapısında. Baba yurt dışında evlat mağarada üç kişi ölümü bekler. Sonunu bekleyen canlı cesettir.
3-Fikir nasıl doğdu?
Avrupa’ya giden gençler zor durumda kalıyorlar ve zor günler yaşıyorlardı. Avrupa’yı çok iyi bilen insanlar onların bu kadar istemiyorlardı. Avrupalı insanlarımızın yaşantısından esinlenerek yazıldı. Parayla huzurlu mutlu olunamayacağını söylüyorlardı. Fikir nasıl doğdu. Hayatlarına yazık eden gençlerin İçinden bir tanesinin daha feci yanmaması sonucu duyulan elem ve ızdırabın dilekçesidir.
4-Kitabın ismine nasıl karar verdiniz?
Ana babanın baskısı sonucu canlı canlı kendini ölüme terk eden bir gencin feryadıdır. Yazarken uyguladığınız belli başlı rutin ritüeller var mı. Yöresel söz ve nağmeler yazarın kullandığı şiirler. Yazmakla okumak dışında vaktinizi neyle geçirirsiniz. Bahçe işleri pazarcılık ve Spor. Yazmak isteyen ve nasıl başlayacağını bilmeyen için tavsiyeleriniz nelerdir. Yazmak güzel duygu ve zor bir sanattır. Lakin soru başarmak erdemliktir. Azim ve sabır, emek ister. Bu sebeple zoru başarmak için mücadele edip, olmadı deyip bırakmamak azimle, kararlı yazmaya devam etmektir. Dene, dene yine dene…
5-Yeni çalışmalarınız var mı?
Elimde yazmış olduğum pala dayı romanı bitmek üzere. Tefeciliğin; zalimliğin, haksızlığın, hat safaya çıktığı bir toplumda ortaya çıkan bir genç. Mazlumun, mağdurun yanında, zalimin karşısında durmasının gerçek hikayesi. Bir diğeri ise; kusursuz, kusurlu. Eğitimden öğrendiği bilgileri hayatına tatbik eden bir genç. Hakikati yaşarken toplumun yanlış yaşamıyla mücadelesi. İnsanlar doğru yanlış demeden yaşadıkları hayattan dolayı genci kınamaları, kırmaları. Doğruymuş gibi yaşanan yanlış hayatla mücadele… Öze dönüş… İslami terbiye alıp yaşayan bir Müslümanın daha sonra dinden uzaklaşması neticesinde yaşadığı hayat Sonraları İncil, Tevrat ve Kur’an’ı Kerim araştırmasıyla tekrar Müslüman olarak yaşamaya devam etmesinin hikayesidir. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin siyer-i Nebi risaleleri.
6-Yaşantınızda ve eserlerinizde ilham aldığınız idolüm dediğiniz kişi ya da kişiler var mı?
Hekimoğlu İsmail Abdurrahman Dilipak gibi. Geçmiş dönemlerde yaşayan halk kahramanlarıdır.