
Türk bilim insanları 7. Ulusal Antarktika Bilim Seferi kapsamında yer bilimleri, yaşam bilimleri, fiziki bilimler ve sosyal bilimler konularında 18 ayrı projeyi “bilim ve barış” kıtası olarak adlandırılan Antarktika’ya taşıdı.
Antarktika
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde, TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonunda gerçekleştirilen 7. Ulusal Antarktika Bilim Seferi, Türk bilim insanlarının Güney Kutbu’ndaki laboratuvarı oldu.
Dünyanın en izole noktası olan beyaz kıtada çalışmalarını gerçekleştiren bilim insanları denizden aldıkları yosun örnekleriyle Antarktika ekosistemini koruyarak projelerini yürüttü.
Bilim insanları araştırmaları sırasında deniz, göl ve kardan aldıkları örneklerle mikro plastik kirliliğinin izlerini de sürdü.
“Mikroplastik kirliliğin durumunu görebilmek için proje yazdık”
Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Güleda Engin, birkaç yıldır mikro plastik kirliliği üzerine çalıştıklarını, insanlardan uzak, yerleşim yerinin bulunmadığı bir alanda, Türk Bilimsel Araştırma Kampı’nın da olduğu Horseshoe Adası’nın etrafında, Antarktika’da mikroplastik kirliliğin ne durumda olduğunu görebilmek için bir proje yazdıklarını kaydetti.
TÜBİTAK tarafından kabul edilen proje çerçevesinde çalışmalarını sürdürmek üzere “7. Ulusal Bilim Seferi”ne katıldıklarını aktaran Engin, plastik kullanımının hayatın her alanında olduğunun altını çizdi.
Engin, “İnsanoğlunun hayatını çok ciddi biçimde kolaylaştıran bir şey plastik ama çevremizi de kirletmesi bakımından çok kötü yönleri var. Kullandığımız plastikler çeşitli etkilerle çevreye ve nihai alıcı ortam olan denize ulaşıyor. Denize ulaştıktan sonra da çeşitli etkilerle bunlar dalga etkisi olabilir, akıntı etkisi olabilir daha küçük parçalara ayrılıyor ve mikro plastik dediğimiz 3 milimetrenin altındaki plastiklere dönüşüyorlar.” diye konuştu.
Bu plastiklerin doğada yaşayan canlılara, özellikle sucul organizma ve balıklara zarar verdiğini vurgulayan Engin, “Onların bünyesinde birikerek besin zincirine dahil olarak bize kadar ulaşmış oluyorlar. Biz de bu mikroplastiklerin kirliliğinin boyutunu öğrenmek istedik. İfade ettiğim gibi oldukça uzak bir noktada, yerleşim yeri bulunmayan Antarktika’da yine “mikroplastik kirliliği ile karşılaşacak mıyız? Bu soruların cevabını almak için buradayız.” dedi.