
GAZETEKS ROPORTAJ
- Özlem Canbolat kimdir? Yazarlık dışında neler yapar?
1993 yılında Niğde’de doğdum. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimlerimi yaşadığımız kasabadaki okullarda tamamladım. 2007 yılında yazmaya başladım, yazdığımı yakın arkadaşlarımdan başka kimse bilmiyordu. Lisede edebiyat öğretmenimize şiirlerimi okuttuğumda “Bunları yayınlamalısın internet sitelerinde.” demişti. Ama benim ne internetim vardı ne de onları yayınlayabileceğim bir bilgisayarım. Aksaray Üniversitesi-İşletme bölümü mezunuyum. Sabahları uyandığımda gidebileceğim bir işim olmadığından dolayı üç yaşındaki kızımla hayatımızı renklendirmeye çalışıyoruz. Günümün en büyük zaman dilimini ona ayırıyorum.
- Kitap çıkartmaya ne zaman karar verdiniz?
Bu soruyu ne zaman görsem kalbimin acıdığını hissediyorum. Babamın vefatından sonra öyle çok soru yönelttim ki kendime, sorulardan birinde yazdıklarımın bir kenarda yok olup gitmesine gönlümün el vermediğini fark ettim. Ben de bu dünyadaki görevimi tamamladığımda geride kalan eşim, çocuklarım ve beni sevenler nasıl bir duygu birikimi yaşadığımı hissetsinler istedim. 2022 yılının Eylül ayında babama ithaf ettiğim ilk kitabım “Kara Kedi” basıldı ve benim yeni dünyamın ilk durağı oldu.
- Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin hangi ortamda, hangi materyallerle, hangi müzikle, nasıl bir coğrafyada yazmayı tercih ediyorsunuz?
Bir bardak çay ve arka planda o anki yazdığım türe uygun çalan müzikler her zaman vazgeçilmezim olmuştur. Genelde gece yarısı kendimle baş başayken yazmayı çok sevsem de bazen gürültülü ortamlarda da çok iyi ilerlediğimi söyleyebilirim. Sanırım dalgalı bir ruh haline sahibim. Kağıt ve kalemin bir araya geldiğinde verdiği mutluluğu bilgisayar ortamına değişemedim şu ana kadar. Bir kalem ve bir not defteriyle yürürken bile şiir yazdığım olmuştu.
- Kitaplarınızı yazarken genel olarak başlangıcından bitişine kadar olan süreci bizlere kısaca anlatabilir misiniz?
Bir kitap yazmaya karar verdiğimde ilk yaptığım şey ona isim vermek oluyor. İsim oluştuktan sonra içeriğinin nasıl ilerleyeceğine karar veriyorum ve her bölüme bir olay denk gelecek şekilde okurlarımı yormadan olayın içine dahil edebileceğimi düşündüğüm bir şekilde yazıyorum. Karakterlerin kişisel özelliklerini, isimlerini, çevresindeki insanları bir kağıda not alıyorum unutmamak açısından iyi bir yöntem oluyor. Bölüm bölüm yazdığım için kopukluk olmaması açısından bir bölümü bitirmeden bırakamıyorum yazmayı.
- Günlük yaşamınızın ne kadarlık bölümünü yazmaya ve okumaya ayırıyorsunuz?
Kendim okumasam bile kızım için okumak zorunda olduğumdan öğle saatleri bizim okuma saatimiz oluyor ve genelde iki saate yakın sürüyor. Yazma konusu ise o günkü yorgunluğuma göre değişiyor aslında, bazen üç saat yazabiliyorken bazen yarım saat sürebiliyor.
- Yaşantınızda ve eserlerinizde ilham aldığınız idolüm dediğiniz kişi ya da kişiler var mı?
2007 yılında yazmaya ilk şiirle başlamıştım ve idolüm Ahmet Selçuk İlkan’dı. Daha sonra listeme Murat İnce’yi de aldım. Çevremdeki kişilerin bana kendimden çok güvenmeleri de ilham kaynağım oldu.
- Yazı masanızın üzerinde sabit kitaplarınız var mı? Dönüp dolaşıp sayfalarını çevirdiğiniz başucu kitabınız var mı?
Masamın üzerinde kalemlerimden başka bir şey bulundurmuyorum o yüzden sabit kitaplarım var diyemem☺ Sürekli okuma halinde olsam da sayfalarını çevirmeye devam ettiğim tek kitap Merve Albayrak-Sahra kitabıdır diyebilirim.
- “Beni Kaderimin Elinden Al” adlı eserinizi yaratmaya iten ne oldu?
Bir haber kanalında, annesinden şiddet gören bir çocuk gösteriliyordu o an o kadar üzülmüştüm ki keşke biri elinden alsa diye düşünmüştüm. O şiddet gören çocuğun ilerde yaşayacağı güvensizliği, korkuyu kendinden başka kimsenin bilemeyecek olması içime dert olmuştu. Bir çocuk sürekli şiddet görüyor, hakaret işitiyorsa sevgiyi gördüğünde nasıl tanıyacaktı? Sevginin ne demek olduğunu nasıl öğrenecekti? Bu duyguları tek başına omuzlamasın şiddet gören çocuklar diye bu romanı kaleme aldım.
- Bize biraz “Beni Kaderimin Elinden Al” adlı eserinizden bahsetmek misiniz?
“Beni Kaderimin Elinden Al” aslında toplumumuzda hepimizin denk geldiği aile içi şiddetin psikolojik boyutlarını barındırıyor. Çok güzel başlayan bir aşkın, ailelerin para hırsı yüzünden nasıl yanlış bir hataya sürükleneceğini ve bir hatanın binlerce hata yaratabileceğini ele aldığım bu eser annesinden şiddet gören bir çocuğun büyüdüğünde kendi ailesine neler yapabileceğini de gözler önüne seriyor. İnsan ailesinden ne gördüyse onu yansıtır ya çevresine, görmediğimiz sevgiden de sorumlu muyuz peki? Soruların cevabını bulmak için okumalısınız ☺
Kitabımın içeriğinden de kısa bir alıntı paylaşmak istiyorum;
“Herkesin hayatını tamamlayan eksik bir yapboz parçası vardır. Önemli olan doğru zamanda doğru parçayı bulabilmektir.”
- En son okuduğunuz kitap nedir?
Behiç Ak-Uyurgezer Fil adlı eserini okumuştuk kızımla birlikte. Şehrin gürültüsünden bıkan insanların bir anda hayatına giren Mambo’nun uyurgezer oluşuyla gürültüye buldukları çözümü ele alan çok güzel bir eserdi.
- Kitaplarınızda birisi televizyona, tiyatroya ya da sinemaya uyarlansa, hangi kitabınızın uyarlanmasını isterdiniz?
Bir eserimin bu şansı olsaydı eğer onun “Beni Kaderimin Elinden Al” olmasını isterdim. İçeriğinden dolayı insanların izledikten sonra biraz da olsa aşkın, sevmenin ne kadar değerli bir şey olduğunu hatırlamasını ve bir yanlışın kaç insan hayatını mahvedebileceğini açıkça göstereceğine inandığım bir eser olduğunu düşünüyorum.
- Kitaplarınızdaki karakterler ile aranızda bir bağ var mı?
Kitabı yazmaya başladığınızda karakterler sizin eseriniz oluyor ama birkaç bölüm ilerleyince anlıyorsunuz ki karakterler kitabı kendisi yazıyor. İki kitabımda da gerçek olmamasına rağmen karakterlerin kişiliği oluşmaya başladıkça onlarla yaşıyormuş gibi hissettim. Aramızdaki bağa isim verecek olsaydım “gönül bağı” derdim, kalbimden geçenleri yansıtabildiğim için.
- Yazmak isteyen ancak nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için tavsiyeleriniz var mı?
Yazmak isteyen insanlar, elinden biri tutmazsa yürüyemeyeceğine inanan çocuklar gibi ürkek oluyor maalesef kendimden biliyorum. Nasıl başlayacağınızı bilmiyorsanız bana ulaşabilirsiniz seve seve yardımcı olabilirim. Kendi başınıza yazmak istiyor ve başlayamıyorsanız “Nasılsın?” bile yazarak başlayabilirsiniz. Bir defa başlayınca duramazsınız zaten, kaleminiz dursa beyniniz sizi ilerletir. Rüyalarınıza girecek kadar ilerlediyseniz doğru yoldasınız demektir.
- Yazmak sizin için hayat boyu sürecek bir serüven mi yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?
Yazmak, sonsuz sayıdaki kelimelerin beynimizden firarı gibi bir olay. Yaşadığım süre boyunca yazmaktan asla vazgeçmeyeceğim. Yazılmayı bekleyen binlerce hikaye varken kalemi bir kenara bırakmak okurlara hakarettir.
- Yazmak ve okumak dışında vaktinizi nasıl geçirirsiniz?
Üç buçuk yaşında bir kızım var, ismi Hatice. Sabahları uyandığımda gideceğim bir iş olmadığı için kızımla oyun oynayabileceğimiz farklı mekanlara gidiyoruz. Günümün en büyük zaman dilimini ona harcıyorum. Kendime ayırdığım süre ise onun uyumasıyla uyanması arasında geçen süre oluyor, yani gece yarısı. Hafta sonları ise yine eşim ve kızımdan oluşan ekip arkadaşlarımla akşama kadar yürüyerek yaşadığımız bölgede daha önce fark etmediğimiz yerleri keşfediyoruz.
- Yeni eser planlarınız var mı? Var ise bizleri neler bekliyor?
Yazmaya oturduğum zaman yazdığım eserlerin içinden yeni eserler çıkıyor diyebilirim. Her türde eser yazmak istiyorum çünkü kalemime ve güçlü hayal dünyama güveniyorum. Kızımla kurduğumuz oyunlardan yola çıkarak çocuk kitapları da yazıyorum. İmkânlar el verirse ilerde çok konuşulacak eserlere imza atacağıma inanıyorum, tabii ki bu okurlarımla mümkün olacak. Sizler okudukça ben yazmaktan asla vazgeçmeyeceğim.
- Okurlarınıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Merhaba sevgili okurlarım ve henüz tanışmadığımız güzel insanlar. Bir kitabın içindeki dünyaya girebilmek ancak onu okumakla mümkün olur. İliklerinize kadar hissedeceğinize yüzde yüz garanti vereceğim iki eserimle çalıyorum kapınızı. Okuduğunuzda sayfalarını duygulanarak kapatacağınızdan eminim. Merak ettiğiniz şeyleri sosyal medya hesabımdan ulaşarak bana sorabilirsiniz. Buraya kadar okuduğunuz için çok teşekkür ederim.